20141028

Bazen Hayret Ediyorum Kendime

Olurum dedim demesine de allahım nasıl utanıyorum, nasıl? Ağzım dilim kurudu, nefesimi bile idareli kullanıyorum! Neyse dedik birkaç saat uyuyalım diye döndük pansiyona, odalarımıza geçtik.

Beni bir korku sardı! Lütfen o teklifi kafası iyi diye yapmış olmasın canım allahım! Lütfen yarın eski odun haline dönmesin! Ne yaptığını biliyor olsun! Kızları uyandırıp olup biteni anlatsam şimdi güzelim uykularını bölmekte olmazdı! Bir yandan bunları düşünürken yorgunluktan sızmış kalmışım. Öğlene doğru Ankaralı kafamı sikmeye başladı! Uyan hadiymiş, açlıktan ölüyormuş, hepsi kalkmışmış, ben daha giyinecekmişmişim. 'Rahat bırak gelmeyeceğim' dedim sonra az ısrar eder de söylene söylene kalkarım dedim ama çıktı gitti orospu! Bende odada kaldım piç gibi! Lan kızın da suçu yok asıl kızdığım bonus nerelerde? Telefonuma bakıyorum ne cevapsız var ne de mesaj! Aha dedim sıçtım ben bu defa! Kesin hatırlamıyor sabaha karşı söylediklerini. Bu kez oturdum gerçekten ağlamaya başladım, soyundum ağır haraketlerle duşa girdim ağlamaya devam ettim. Kursağımda kaldı resmen. Lan yoksa rüyamı gördüm ben? Olayları bir bir canlandırdım gözümde hayır rüya değilmiş çok şükür. Tam da şizofren miyim diye düşünmeye başlayacaktım.

Çıktım duştan kurulandım, giyindim, az makyaj, saç topla tamam. Aldım bir güzel valizi önüme, burda kalmamın alemi yoktu. Gerçi akşam dönecektik hep birlikte ama bonusu görmek istemiyordum. Pezevenk belki de ballandıra ballandıra benle nasıl oynadığını anlatıyordu herkese! Herkes gülüşüyordur nasıl salak olduğumu konuşuyorlardı kesin! 

Gitmek için hazırdım! Herkes çıkalı iki saat olmuş merak edip biri bile aramamıştı. Kendimi fazlalık gibi hissettim hemen terketmeliydim burayı, kimseye görünmeden! Kapıya doğru geçecekken, kapı tıklandı yüreğim olduğu yerden çıktı gitti! Kim bu kızlar mı acaba dedim. Hemen çantamı ve valizi attım bir kenara. Açtım kapıyı ve karşımda pezevenk bonus vardı! Çok şükür aklına gelmiştim. 'Bizimkilerle  gitmemişin, hazırsan bizde birşeyler yiyelim mi aşkım' dedi. 'Sen neredeydin?' diye sordum. Yeni kalkmışmış, duş almışmış, odada kimse olmayınca arkadaşlardan birini aramışmış ve benim onlarla olmadığımı öğrenmişmiş. Kendi kendime kurduğum herşeyi unutuverdim hemencecik ve bana aşkım demişti boru mu? Aldım çantamı tekrar aldı elimi eline ve öyle gittik önce kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan kastım da simit ve çay. Öğrenciyiz para ne gezer?:) Ama yediğim en güzel simitti sanırım. Bu hayvan da üç tane falan yedi. Evlenince nasıl doyurcam bunu diye düşünmeye başladım! neyse aramızda olanlardan henüz bizimkilerin haberi yoktu. Plaja geçtik el ele göz göze bizimkileri bulduk. Bizi gördüklerinde bir şaşırmalar, ohalar, ne zamanlar, nasıllar, sorular havada uçuştu. İşte yeni ilişkilerde en tiksindiğim kısım buydu. Abi bi nefes al ya, zaten körpeciğiz, alışmaya çalışıyoruz, bizim de beyin şokta! Senin şokunla mı uğraşacam? Bi siktirin gidin ya! Daha bunun yurdu var, okulu var. Herkes aynı soruyu soracak ve çok zor bir hafta geçirecektim sanırım. İşte küçük yerde olmanın dezavantajını yaşamaya başlayacaktım ister istemez. 

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...