20120125

İçimdeki Sesler Korosu


 Geceleri uyku tutmadığında bir bir çıkıyorlar ortaya. Birinden diğerine, berikinden ötekine doğru hızla atlayarak düşünüyorum. Ne çok ses var, ne çok gürültü... Hangisini dinlemeli yada doğruyu nasıl bulacağımızı bilemeyiz bazı zor zamanlarda. Olumlu-olumsuz bir karar beklenir, bazen yol uzar yada beklenen sonuç gerçekleşir bazen de bir bakmışız olmayacak yerdeyiz. Zira düz mantığın yolundan şaşmazsan bir şeycik olmaz.

Aylardan Temmuzdu. Kasımdı, ocaktı, marttı, nisandı..
Saçlarımı beceriksizce toplamışım. Makyajım da çalakalem, bir gözüme bir gözümden daha çok far sürmüş, gene taşırmışım. Antalya'dayım o zamanlar, yaz okulunda..kulaklığımı da alıp alalacele çıktım evden maksadım biraz dolaşıp hava almak sahile inip düşünmekti. Güneşin batmasına yakındı sahile inip kumların üzerinde kendimi buluşum. Derken biraz ötemde bir kız belirdi gözüme. Belli ki bir şeyler olmuş, saklamaya çalışıyordu ağladığını. Bir süre onu takibe aldım göz ucumla, baktığımı anlayıp rahatsız etmek istemedim. gizlice izledim. Sanırım öyle 15 dakika geçirdim. Yanına gidip konuşmak istedim biran. Sonra saçmalama otur oturduğun yerde dedi bir ses(hoşuma gitmedi bu ses). Biraz daha bekledim ve kendimi ikna edip kalktım bir hamleyle gittim yolda caymak istemiyordum çünkü.. Klasik bir soruyla daldım muhabbete: İyi misiniz? Bu soruyu sorduktan sonra bana ''teşekkürler.. iyiyim bir şeyim yok, biraz canım sıkkın'' gibi şeyler demesini bekliyordum. Beklentim olmadı. ''Neden böyle olmak zorunda mıydı? Ben ona değer verdim onun için değişmeye çalıştım, hayatıma ona göre bir yön verdim adam yerine koyup ailemle tanıştırdım. Ama yooook! yaranmak ne mümkün.'' O bunları anlatırken kızın yüzüne hayretle baktım, hiç beklemediğim bir şeydi şaşkınlık içindeydim. Sonra devam etti. ''Kısacası aldatıldım. Ben zaten hayal aleminde yaşamışım, o bambaşka dünyada ben bambaşka yerdeymişim. İşte aptallığıma, hırsıma, kırılan gruruma ağlıyorum'' dedi. Bir şeyler söylemeliydim ama hala şaşkınlığı atabilmiş değildim üzerimden, sanki en yakın arkadaşına anlatır gibiydi tavırları. Şaşkınlığımı bir kenara itip üç-beş cümle kurmak istedim ama ne desem aynı modda olacaktı etkisini üzerinden atana dek. Anneanne'min her fırsatta bize anlattığı o sihirli cümleler geldi aklıma: ''Sevgililerin buluşmasının ve hatta konuşmasının bile hayal olduğu zamanlarda yaşanırdı eskilerde aşk. herşey çok daha farklıydı, gözlerle anlaşılırdı, pencerelerden görürdük birbirimizi'' (derdi), işine yaramayacağını bilsem de bunları ekleyerek devam ettim: ''Alışkanlıklara teslim oluyoruz, böylesi daha kolay geliyor. Bir rehavet bir koyvermişlik..'' Bir durgunluk bir kasvet çöküyor, daha fazla uzatamıyorum lafı. Bir sessizlik oluşuyor. Sonra sırtını sıvazlayıp  bir hoşcakal bile demeden ayrıldım oradan. Ama pişmanım. Çekingenliğimin esiri olmuşum halbuki ne var ki hepimiz insanız neticesinde.

Dışarıdan bakınca hep aynıyız ama içimiz renkten renge giriyor. Bazı bazı aklıma gelir o kız, üzülürüm her seferinde. Çünkü o zaman da aşıktım ama acısını çekmiyordum. Eğer çekseydim o gün orada saatlerce o kızla muhabbet eder miydim? Oradan hiçbir şey demeden ayrılır mıydım? Belli ki dolmuştu ve içindekileri atmak istiyordu neden dinlemedim ki daha fazlasını? En azından o rahatlayana dek, anlatmak istediklerini dinlemeliydim. Şimdi başkası olsa aynı şeyi yapar mıyım? Yapmam! Çünkü dersimi aldım. Ya o güne o ana dönüş olsaydı? Yine aynı şeyi yapar mıydım? 

1 yorum:

ebru dedi ki...

aslındaa hepimz aynı şeyleri farklı şekillerde yaşıyruzz ..bazenn keşek böyle yapasaydım diyoruzz ama o ana dönsekk eminm aynısnı yaparızz yinee o yüzdenn üzülme tatlışımm senn üsütne düşeni yapmşsın.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...