Ya da özgürce Anne Marsen gibi dans edelim.
20120315
Konuşabilen Canlılarız!
21. yy. toplumunun insanları olarak, giderek daha çok bilgisayarlarımızın, mp3'lerimizin, kafalarımızın içinde yaşamaya başladığımızdan beri "konuşabildiğimizi" unutmuş gibiyiz. Adeta yürüyen, nefes alan mekanik canlılar gibi dolaşıyoruz. Bazen rastlaşıyoruz metroda, yolda, herhangi bir mekanda ve birbirimize bakarak, merhaba bile demeden geçiveriyoruz. Bazılarımızla daha tanışmadan, sosyal medya aracılığıyla tanıştırıldığımızdan, daha tanışmadan bir çok şeyin bilgisine sahip olduğumuzdan, günlük hayat karşılaşmalarımızda belki de bunları nasıl kullanacağımızı bilemiyoruz. Fazla iletişim bizi gitgide iletişimsizleştiriyor. İnsanlar artık reel anlamda tanışmayı bile tercih etmiyor. Gündüz Vassaf, Cennetin Dibinde: " Yeni Dünya Düzeni'nde artık gazete bile okumayan insanlar 328 kanallı Tv'lerinden özgürce seçimler yapıyor" diyor. Bizde yeni dünya düzeninin insanları olarak sosyal medya sitelerinin ağlarından özgürce seçiyoruz birbirimizi. Her şeyin bilgisine ulaşmak çok kolay olduğundan artık hiçbir şey ilgimizi de çekmiyor. Bu yeni iletişim biçimlerimizin sonu nereye kadar gider bilmiyorum ama konuşabilen canlılar olduğumuzu hatırlamak iyi olur diye düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
18 yorum:
Bütün bunlar olurken de gitgide yalnız yapayalnızlaşan insanlar, anlamsız davranışlar, içi boşalmış ruhlar-hem de farketmeden...Üzücü.İnsanların birbirlerinden uzaklaştırılmaları kime fayda sağlar...Düşündürücü.
Sevgiler.
yaşasın:) yorum yazmak kolaylaşmış:)eline sağlık!
ahestebeste, vallahi sesli güldüm. :)
Sayenizde oldu efendim.;)
Bı gidiş sığlığa yol açar, yalnız ve sığ, beslenme kaynakları da sığ olunca hepimizin de işi zor vallahi :(
Vladimir, çok haklısınız. Ne kadar söylenirsek söylenelim, bunlardan da vazgeçemiyoruz.
Haklısın. Unuttuk biz konuşmayı valla unuttuk. Merhaba'nın yerini 'Naber, iyidir senden naberğğğğ?" tarzı konuşmalar, yazılar almaya başladı. Laptoplar, telefonlar ellerden düşmez oldu. Elektrik gittiğinde seviniyorum artık, o derece. Çünkü yaşadığımızı, insan olduğumuzu yeniden hissediyoruz. Konuşuyoruz, gülüyoruz, iletişim kuruyoruz. Yazık...
Dilara, geçen gün elektrikler kesildiğinde aynı şeyi bende yaşadım. Hazır kesilmişken sonra yaparım deyip bıraktığım işleri aradan çıkarıverdim. İyi geldi.:)
İşten çıkıyorum, çıksam ne fayda telefondan rahat bırakmıyorum. İnternet her anıma işlemiş durumda. Ne yapacağımı bilemiyorum.
katılıyorum yazdıklarına. iletişim çağı dedikleri bu çağda yüz yüze iletişimden giderek uzaklaşıyoruz. bir insanın karşısında sus pus olup düşüncelerimizi duygularımızı söylemek yerine hemen cep telefonuna, bilgisayara sarılıyoruz. kendimizi daha rahat hissediyoruz öyle. ama yüz yüze iletişimin yerini tutuyor mu? sımsıcacık bir gülümseme ile :) işaretinin değeri asla aynı olmamalı.
giderek yalnızlaşıyoruz bu bazen iyi gibi görünüyor kimileri için bazen ise kötü ama ben asla iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum bence çağın hastalığı oldu sanalda kalabalıklaşma reelde yalnızlaşma ..
Biz çocukken arkadaşlarla bir araya geldiğimizde saklambaç, bip, uzun eşek, 9 kiremit gibi oyunlar oynardık. Şimdiki çocuklar bir araya geldimi internet cafeye gidip silkroad, counter falan oynuyorlar. Yeni nesil arasında iletişim bozukluğu olması da gayet normal geliyor bana bu şartlarda.
gerçekten neler oldu bizlere!
soluk, seninle aynı fikirdeyim. Teknoloji geliştikçe insanlar da onlarla değişiyor..
susmak güzel, 'sanalda kalabalıklaşma reelde yalnızlaşma' bunun tam tanımı bu olsa gerek.;)
jotkar, bundan bir asır sonrasını düşünemiyorum. Bu çağa şikayet ediyoruz ama çocuklarımızın çocukları nasıl şartlarda olacak orası aşikar.
siyahkuğu, biraz silkelenip kendimize gelmeliyiz.:)
baban seni unutmaz.
aklındasındır.
hypo, yanlış başlık altına yazdınız ama olsun.:) Öyleymiş.:)
düşünebilen canlı olma özelliğimizi kaybettiğimiz için belkide konuşmak için cümleler oluşturamıyoruzdur.
Yorum Gönder