20141030

Bir Parmak Bal Sürdün Ağzıma, Sonra Tıkadın Biberli Turşuyu!

Olay: Bir doğum günü
Doğan: Ayşegül
Olay Günü: 07 Haziran 2014
Olay Saati: 23.00 Civarı
Olayda Bulunan Şahıslar: Ayşegül (doğum günü olan), Gülderen (ablası), Müge (kuzeni), Emre (kuzeni), Elif (emrenin kız arkadaşı), Özlem (ayşegülle liseden arkadaşımızmış hatırlamıyorum hala), Cengiz (özlemin erkek arkadaşı), Mehmet (?), Sinem (arkadaşımız), Ve ben (pınar).

Güya eskileri geride bırakıp, kendime yeni bir hayat çizecektim peheyyy... Aylardır depresyon ayağına gecelerin kadını gibi olmuştum! Neyse asıl başka şey anlatacağım, olaydan sapmayayım. 

Şimdi bu doğum günü şeysi için kızlar olarak Canım'ın (Ayşegül) evinde toplaştık. Zaten önceden gideceğimiz mekanın rezervasyon olayını biri halletmiş, hangisiydi hala bilmem çok da gerekli değil. İşte evde giyinip süslenip mekanda yakışıklı çocuk radarlarımı açacaktım tabi. Sene olmuş hayatımda biri olmayalı, hep sap hep sap olmuyor yani. Olaya acil çözüm bulmalı!

Canım, Canımın ablası, ben, sinem mekanın kapıdayız. Yoldayken denk geldiğimiz diğer arkadaşlarda arabayı park edip geldiler yanımıza. Geldiler gelmesine de benim radarlardan da sinyal geldi, öyle böyle değil. Dakka bir gol bir! Sütun gibi yakışıklı, kusursuz biri de aralarından ben burdayım gibilerinden gülümseyerek yaklaşıyordu esmerim(Mehmet). Resmen gözüm dönmüştü, gülüşüne içimin yağları eridi eridi eridi. Allahım n'olur hemen bu çocukla tanışalım, evlenelim, tenimiz uysun, maaşı iyi olsun, hemen çocuk yapalım, düğün fotolarımı eski manitama yollayayım, ne olur Allahım, lütfen Allahım, gözünün yağını yiyim Allahım, yap bana bi kıyak diye dualara başladım. Neyse gelen arkadaşlarla tanışma faslı falan derken gözlerimi esmerimden ayırmadan geçtik oturduk bize ayrılan masaya. Bana düşen yer de çocuğun baya karşı çaprazı falan. Nasıl konuşcaz ilerleyecek bu iş falan diye düşünürken gözlerimle çocuğu yedim yedim durdum. Yanıma gelip 'sevişelim mi?' dese, 'Tamammmm' diyeceğim öyle malaklaştım. Neyse pastaydı, danstı, oydu, buydu derken, fazla detayla da kafa sikmeden kafamı çevirdim biz zıplarken benim esmer masada tek kalmış. Hiç durur muyum gittim yanına bıt bıt. Öyle yirmi dakka falan bekledim iki laf etsin ama yok! Ay dedim bu da mal çıktı, sikine takmıyo beni derken hangimiz önce davrandı hatırlamıyorum ama muhabbete başladık. İş, güç, oydu buydu klasik şeyler. Foto moto çekinmiştik işte onları ona atarmıymışım diye sordu. Sonra aldık numaraları bahaneyle, fotoları da gönderdim bi güzel. İnsta.dan falan takipleştik. Dedim artık kaçarı yok benim olacak bu çocuk! 

Gece bitti, saat bilmem kaç olmuş bende Canımlarda kalacaktım. Dağılma vakti ama elimi böğrüme vura vura ağlayacaktım. Hiç gitmek istemiyordum. Neyse dedim öküz değilse evlere geçince bi yazar eder diye teselli ettim kendimi. Neyse geçtik eve üst baş değiştirdik. Telefonun başında çaresiz beklemeye başladım şarkıdaki gibi. Canım ve ablasıyla da esmerin dedikodusunu yapıyoruz yazacak mı edecek mi diye. Nasıl geberdiğimi falan anlatıyorum ama onlarda hakara kikiri gülüyorlar halime. E haklılar ben olsam bende gülerdim.:) Umudumun bittiği bir anda Whatsapp bildirimi geldi ve tabii ki gözlerim yerinden fırlayacaktı. Neyse yazmış mıy mıy bişeyler. Bu arada Canım'a bunun yaşını sormuştum ama benden bir iki yaş küçük olabileceğini net bilmediğini söylemişti. Moralim bozulmuştu o kaptan mağara adamı nasıl benden küçük olabilirdi? 

Yazışmaya devam ederken tabii ki ertesi gün içinde buluşma olayını da teklif etmişti ama ben buna yaşının kaç olduğunu buluşma muhabbeti geçtikten önce mi, sonra mı konuştuğumuzu kuran musap çarpsın ki hatırlamıyorum!! Veee benden dört yaş küçük çıktı kaptan mağara adamı!! Ölmek istedim, yokolmak istedim!! Allahım madem benim olmucaktı bu çocuk, neden bizi tanıştırdın?:( 
Neyse dedim yapacak bir şey yok zaten yarında görüşeceğiz bizden bi bok olmayacağını falan anlatırım arkadaş kalır kafamız rahat eder diye anlatırım olayı.. Neyse sonra Canım yazmış buna gel kahve içelim bilmem ne diye. Saatte sabaha karşı bişeyler. Çıktı geldi bu, benim surat beş karış! Çocuğun her zerresini inceliyorum, lan harbiden çocuğun yüzü ufak gösteriyormuş, bütün gece başka bir yerine bakmışım gibi nasıl dikkatimi çekmemiş bu detay anlamadım. Zaten diğerleri de bizi yalnız bırakma bahaneleriyle yatmaya gitmişlerdi. Öyle birbirimize ayıp olmasın diye konuştuk ettik, gitti bu. Bende sinirimden kendimi sikecektim, döndüm durdum zar zor uyumuşum kafamda ertesi günü konuşmanın planını hazırladıktan sonra.. Neyse öğlen olmuş kalktım gittim eve miss gibi. Duş aldım. Buluşmaya da daha çok var diye az kestireyim dedim. Sonra uyandım baktım anca hazırlanırım bu arada mesaj atayım nerede buluşup edecez diye. Yazdım bıt bıt. Bu gerizekalı, bu sünepe, bu beyinsiz yaş muhabbetine 'akşam rengimizi belli ettik' görüşmeyelim gibilerinden birşeyler yazmış! Ayak parmaklarını kerpetenle kesip çocuğun götüne sokmak istedim! Bir yutkundum, sanırım rengim değişti, gözlerim doldu. Allahım keşke ölsem ya, keşke kafama bi göktaşı düşse! Ulan bunları yüzyüze gelince ben söyleyecektim, o kadar sözleştik ayıp olmasın dedim gelmiş ne yazmış. Biz bilmiyorduk sanki!! Ay dedim bir daha tövbeler olsun..  
Sana sümüğümü sürmem öküz!

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...